Zekice kurgulanmış hikayesiyle Diablo, bir oyundan çok daha fazlasıdır. Karakterler ve konular arasındaki bağlantıyla sanki bir dizi senaryosunun içinde bir karakter gibi oynarsınız oyunu.
Diablo geçmişim üniversite yıllarına uzanır. Diablo II çok oynamazdım ama ev arkadaşlarımı takip ederdim. O sıralar yayınlanan Diablo III ön gösterimi bizi büyülemişti. Resmen evrim geçirmiş, görsel şöleni bir hikaye ile baş başaydık. 3 yıl kadar beklemenin ardından 2012 yılında yayınlanmasıyla birlikte en uzun süre oyladığım oyun oldu. Tam 10 yıl!
Diablo oynarken hikayesi atlanıp ilerlenmemesi gerekli bir oyundur. Birçok karakter mevcut olsa da ana karakterler üzerinde kurgulanır. Bu nedenle aşağıdaki aile ağacını bilmekte fayda var.
Blizzard’ın Microsoft’a satılmasıyla birlikte 2019 yılında ilk lansmanı yapılan Diablo 4 süreci hızlanmış, araya da çerez niyetine mobil telefonlarda oynanabilecek Diablo Immortal çıkmıştır. Immortal’da ayaküstü vakit geçirmek için oynanabilecek bir oyun olsa da ana kurgudaki ruha aykırı olduğundan ben dahil çoğu kişiyi sarmamıştı.
Diablo 4’ün lansmanı ise bize gelecek olan paketin ne denli kaliteli olacağını ortaya koyuyor. Aile ağacından da iyi tanıdığımız Rathma’nın, annesi Lilith’i çağırdı o sahneyle günleri sayar olmuştuk.
10 yıldan uzun süre oynadığım Diablo 3 sonrası Diablo 4’ün yapısında biraz bocalama gösterdiğimi itiraf etmem gerekiyor. Sınırlarla çevrili olmayan açık dünya, yetenek ağacı gibi özellikler oyuna renk katan unsurlar oldu. Sezonlar, kozmetik ürünler de oyundaki sürekliliği arttıran artılar.
Bugünlerde de yeni çıkacak olan Vessel of Hatred paketiyle Lord of Hatred ünvanlı Mephisto ile tekrardan buluşuyoruz.
Heyecan dorukta.