Edebiyat öğretmeni olan dayıma çok şey borçluyumdur. Bana farklı bakmayı öğretmiştir hayata. Derler ya ağaç yaşken eğilir diye, beni de güzel bir bakış açısında yönlendirmiştir. Verdiği kitaplar, beraber izlediğimiz filmlerle o yaşlardan kendi açımdan güzel bir yöne yönlenmiş oldum.
Bir çok şey o zamanlar hep ulaşılmaz, imkansız şeylerdi benim için. Konuştuğum yıllar da bundan 15 yıl kadar öncesi,her şeyin Disneyland olduğu günler .) O günlerden öğrendim aslında çoğu şeyin insanın kendi elinde olduğu. Armut piş, ağzıma düş gibi bir mantığın olamayacağı, hayaller için uğraşmanın ve bedel ödemenin gerektiği. Bunu hayatımda tek tek yaşıyorum şu an. Olmasının imkansız gibi olduğunu düşündüğüm bir çok şeyin aslında biraz uğraşılırsa ne kadar kolay elde edileceğini gördüm.
Ömür gerçekten çok kısa. Anı yaşamak, onu güzel kılmak gerekir. Hayalleriniz peşinde koşun. Bir başkasının hayatına bakıp imrenmeyin. İmkanlarınız neyse, o malzemelerle zenginleştirin hayatınızı. Farklılıklara yer verin, denemekten korkmayın,geri çevirmeyin ama kişiliğinizden de ödünç vermeyin. Hayalleriniz peşinde koşarsanız bir gün mutlaka gerçek olacaktır.
Kaptan lakabımda buradan gelir. Gemimde hayallerime yol almış giderim. Bazen tek, bazen mürettebatımla güzelliklere yelken açtım, giderim.
Istanbul / Agustos 2013