Savaşmak, öldürmek, kaos bizim özümüzde var. Ne kadar gelişmiş de olsak, ne kadar bilimde ilerlesek de,ne kadar dindar olup barıştan söz etsek de, yıkmadan, öldürmeden yapamıyoruz.
Kimisi bunu “Demokrasi getiriyorum” etiketinde yapıyor, kimisi adına Cihad diyor, kimisi Yarama Bastılar diyor, kimisi ise barış getirmek için savaşıyorum diyor. Hepsi kendi davasında haklı, hepsi öldürmeyi kendisine bir hak biliyor.
Gözü hiçbir şeyi görmemek budur işte. Kimisi zevkle öldürüyor, çoluk çocuk demeden. Kimisi gencecik canına kıyıyor savaştığı uğurda. Kendisiyle birlikte nice masum canlar alıyor. Kimisinin de canı yanıyor,kayıpları yıkıyor hayatını ve tepkisini en sert şekilde gösteriyor.
Malesef, bu Kabil’den bu yana farklı varyasyonlara bürünmüş olsa da, hiç azalmadan devam etti ve bu şekilde de devam edecek. Duyarsızlaştık artık. Daha da duyarsız bir topluma doğru gidiyoruz. Henüz çocuk yaşta oynattığımız oyunlarla öldürmenin her türlüsünü zevkle öğretiyoruz.
George Orwell ile bitirelim,
Savaş,Barıştır; Özgürlük, Tutsaklıktır; Bilgisizlik,Güçtür